Duvar Yazıları ya da duvara yazılanlara ilişkin çözümlemeler


Yasaklamak Yasaktır. Paris 68’
Belki de bunların en güzel örneklerinden birisiydi bu.. Paris’teki 68 kuşağının Yasaklamayı, daha doğrusu engellenmeyi engelleyişinin adıydı bekli de.



Ölüm Kalıtsaldır. Kimin itirazı var ki?



Düşün ki savaş çıkmış ve hiç kimse savaş yerine gelmemiş. Bunu Kocaeli’de bir duvarda da görmüştüm. Gerçekten hoş bir ironi olurdu.



Başına gelenlerin daha korkuncu da olabilirdi, Mesela benim başıma gelebilirdi. Fazlaca egoist diye mi düşünüyorsunuz? Ya şuna ne demeli “Benim hakkımda ne düşünüyorsan – ki sanmıyorum iyi düşündüğünü – Tanrı sana mislini versin.”



Düşün – ve hepimizi şoke et böylece. Cogito ergo sum’dan* daha keyif verici değil mi sizce de?
* Bilmeyen var mıdır hala ama “Düşünüyorum o halde vardım.” Manasına gelmekte.



Normaller tehlikelidir. Kim iddia edebilir ki anormallerin tehlikeli olduğunu.. Baksana hepiniz tehlikeli varlıklarsınız.



İlk şehir gerillası King Kong muydu? Aslında buna farklı bir açılım getirmek gerekiyor. İçimdeki şehirleri King Kong mu yerle bir etti? Yoksa aslında sevdiğimi sandığım kişiler mi?



Alkolümde çok fazla kan var. Ya da suyumda çok fazla yoğurt. Aklıma Kocaeli’de içtiğim cacıklar geldi de birden. Ya da biraz daha duygusallaştırmak gerekirse “Yüreğimde çok fazla sen var.



Beni takip etme, bende kayboldum. Peki ya kaybolduklarını iddia edenler? Ben inanmıyorum hiç birine.



Ben ölümsüzüm, şimdilik… Eminim herkesin kendisini ölümsüz gördüğü anlar vardır. Örneğin ilk öpüştükleri veya cinsel birlikteliklerini tattıkları zaman. Peki ne zaman anlıyorlar ölümlü olduklarını?



İnsanların %80 i bir kaza sonucudur. Aranızda %20’lik kısımdan olanlar el kaldırsın? Yok mu? :P



Sende mi şizofrensin, o zaman dört ettik. Aslında içimdeki hayvanla birlikte beş, yoksa altı mı?



Kış sizin olsun, Bahar bizimdir. (Polonya, Şubat 82’) Herhalde yazı da bana bırakmamışsınızdır?



Hayattan uzak dur, yoksa ölürsün! İnsanın yorum yapası gelmiyor, ölüm karşısında.



Sen, günah işlemeden can yaratan Meryem Ana! Bize bir can yaratmadan günah işlemeyi öğret. Sanırım kimse söylememiş bunlara, “Masturbation is saved sex.”



Son gülen biraz geç uyanıyor demektir. Oysa hep demezler miydi, son gülen iyi güler diye..



Kuzey İrlanda’da her çözüme bir problem bulunur. Sadece orada mı? Yoksa içimizde bir yerde tüm çözümleri kabul etmeyen bir yanımız mı var?



Mutlulukla para olmaz. Ama tam tersi mutluluğun anahtarıdır değil mi? Sizi gidi yeni yetme kapitalistler.



Tanrı varsa bu onun problemi. Dünyada yaşamak gibi büyük bir probleme sahibiz zaten değil mi?



Hayat bir reddediştir. Hayır değildir. Reddedebilmekten mi bahsediyorduk?



İsa sizi seviyor. İşte onun espriden anladığının iyi bir kanıtı.



Elime aşık oldum. İşte erkeklerin bir numaralı sevgilisi huh?



Biz ailelerimizin bizi uyardığı türden insanlarız. Peki ya onları kim uyardı?




Bütün bunlar artık zor elde edebileceğiniz bir kitaptan alınan duvar yazılarıydı. Sevgili Gülay Kutal’ın “BİZ DUVAR YAZISIYIZ” adlı kitabından. Arayacaklar için yayınevi : Metis. Bilmiyorum bulabilir misiniz? Ama bulursanız çok eğleneceğinize eminim.



Bu yazıyı FARKEDERSEN
FARKEDECEKSİN ki bu yazıyı
FARK ETMEN ya da etmemen
hiç FARKETMEZ.
Sen en iyisi bu YAZIYI hiç FARK ETME!

Yorumlar