Hiç Bilmediğin Bir Dilde Türkü Söylemek


Yüreğindeki acının, ta en derininde ortak bir dilin olduğunu düşünüp, acın geldikçe aklına başka ülkelerin ağıtlarına kaçma hissinin tek ifadesidir hiç bilmediğin bir dilde türkü söylemek. Bir Boşnak aşk şarkısında giden sevgiliye ağlarsın, kesmez senin acını. Te je min heznekir dersin Rojhan beken'le, acın öfkeden arınır. Amalia seni Portekiz kıyılarına götürdükçe, içinde yarım bıraktığın aşkın, geride bıraktığın, bırakmak zorunda kaldığın sevgilinin hazımsızlığı demirden dağlar gibi oturur midene. Kırık dökük aşk şarkılarıdır dersin, Kirsten Braten Berg'e, Mercedes Sosa'ya taparsın. Nada mamula alır senin yüreğini, umutsuz bir aşkı dolduruverir içine. ah aşk dersin.
Aşk sadece kalanların değil, gidenlerin de ilmiğidir diye kendini avutursun. Piaf'la dolaşırsın Paris sokaklarını, hayatının aşkını defalarca bulup defalarca kaybetmiş gibi olursun tek bir şarkısında. Solas'la askerden dönecek sevgilini beklersin, aklına kayıp nişanlı filmi gelir bir daha ağlarsın.
Bir çerkes ezgisi dolanır diline, aşinasın. Kesmez içindeki acını anlatmaya, atlatmaya.
şarkılar biterken,sende bitersin...

ama en çok aşk bittiğinde bilmediğin bir dilde türkü söylersin.

Yorumlar